- belirti
isim Bir olayın veya durumun anlaşılmasına yardım eden şey, alamet, nişan, nişane"Tuhaf! Çocukların yüzünde zerre kadar utanma belirtisi yok." - A. Ümit
- işaret
isim Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im"Noktalama işaretleri."
- iz
isim Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare"Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm." - S. F. Abasıyanık
- alâmet
Kur’an-ı Kerim, 1. Belirti, işaret, iz, nişan.
2.Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne.
- kehanette bulunmak
kâhinlik etmek"Peki, bu aynada beliren kehanetlerin bir bir gerçekleşmesine ne diyeceksin?" - İ. O. Anar
- kehanet
isim Bir olayın gerçekleşeceğini önceden bilme, kâhinlik, ön deyi, prediksiyon"Peki, bu aynada beliren kehanetlerin bir bir gerçekleşmesine ne diyeceksin?" - İ. O. Anar
- omen
- geleceği söylemek
- geleceği söylemek.
- kehanet, alamet