- gizli
sıfat Görünmez, belli olmaz bir durumda olan, edimsel karşıtı"Kanun, gizli eşyayı bulmaya mahsus bir fal kitabı değildir." - N. F. Kısakürek
- doğaüstü
sıfat Doğa yasalarına uymayan, doğa yasalarıyla açıklanamayan, tabiatüstü
- kaybolmak
nsz Yitmek"Kız kaybolduktan sonra aklına geldi babası olduğu." - A. Ümit
- gizlemek
-i, -den Saklamak, görünmeyecek, belli olmayacak bir yere veya bir duruma koymak"Siperleri çalılarla örterek uçaklardan gizlediler."
- saklı
sıfat Saklanmış olan"En azılı küfürler kalın bir argo kabuğu içinde saklı." - B. R. Eyuboğlu
- esrarlı
sıfat Gizli yönleri bulunan, ne olduğu anlaşılamayan, akıl erdirilemeyen, esrarengiz"Eskiden de böyle esrarlı idi deniz / Böyle alevli, harlı idi deniz / Böyle ağlardık, ey kalbim / Sebepsiz" - H. F. Ozansoy
- gizemli
sıfat Gizem niteliğinde olan veya içinde gizem bulunan, esrarengiz"Düşünüyorum da gizemli bir korkudan başka pek bir şey anımsamıyorum." - N. Meriç
- esrarengiz
sıfat Gizemli
- okültizm
isim Gizlicilik
- bilinmez
sıfat, matematik Bilinmeyen
- büyü ile ilgili
- tabiattan üstün
- anlaşılmaz. occult arts büyücülük gibi faaliyetler. occultism gizli kuvvetlere inanma ve onları etkisi altına alma. occultist bu işlerle uğraşan kimse.
- gizli, büyülü, gizemli, esrarengiz
- önüne geçip gizlemek