- eğitim
isim Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme, terbiye"Sadece kolejinizde değil eğit
- bakım
isim Bakma işi
- yetiştirme
isim Yetiştirmek işi"Hepimiz Mustafa Kemal'e borçluyuz. Onun en büyük gazası ve gaziliği bizim mesleğimizi yetiştirmesindedir." - A. Gündüz
- destek olmak
güç sağlamak, yardımcı olmak
- bakmak
-e Bakışı bir şey üzerine çevirmek"Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim" - C. S. Tarancı
- teşvik etmek
isteklendirmek, özendirmek"O vakitler, bu kadarcık ümit ve teşvik, bizi heyecanlandırmaya yeterdi." - F. R. Atay
- yiyecek
isim Yenmeye elverişli olan her şey"İnsan barınacak yerler yaptı, yiyeceğini pişirerek yemeye başladı." - N. Hikmet
- büyütmek
-i Büyük duruma getirmek, genişletmek"Onun hicvi, yalnızca görüntüleri büyüten bir büyüteç değil." - N. Hikmet
- eğitmek
-i Birinin akla uygun, fiziksel ve moral gelişmesi üzerine etki yaparak çeşitli davranış yatkınlıkları, bilgi ve görgü aşılayarak önceden tespit edilmiş amaçlara göre onun belirli bir yönde gelişmesini sağlamak, terbiye etmek"Çocukları eğitmek."
- terbiye etmek
eğitmek"Hepsi de karşılıklı bir iyilik ve bir terbiyeden istifade etmekteydiler." - A. Ş. Hisar
- yetiştirmek
-i, -e Birini, bir şeyi gitmekte veya gitmek üzere olan bir kimse veya şeye ulaştırmak, ulaşmasını sağlamak
- beslemek
-i Yiyecek ve içeceğini sağlamak"Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk." - H. E. Adıvar
- ilgilenmek
-le İlgi göstermek, alakalanmak"Tarlaları gezdim, okuluma gittim, çocukları tanıdım, köylülerle ilgilendim." - H. E. Adıvar
- gıda
isim Besin"Başka yerlerde süt, ekmekten üstün bir gıdadır." - B. Felek
- terbiye
isim Eğitim"Hepsi de karşılıklı bir iyilik ve bir terbiyeden istifade etmekteydiler." - A. Ş. Hisar
- bakıp büyütme
- besleyen şey
- bakmak, büyütmek, yetiştirmek
- bakıp büyütmek
- bakıp büyütmek.