- bağrına basmak
kucaklamak"Bak çorak tarlasında sabanına dayanmış / Geniş alnı güneşle, bağrı ateşle yanmış" - F. N. Çamlıbel
- sarılmak
nsz Sarma işi yapılmak"Ellerine sarıldım, öpüyorum, sorularımı tekrarlıyorum." - R. H. Karay
- yerleştirmek
-e Yerleşmesini sağlamak"Düven tahtasının altına çakmak taşlarını yerleştiriyordu." - C. Uçuk
- kestirmek
-i Kesme işini yaptırmak"Köyde kefenlik bez olmadığı için Selim sandalın yelkenini kestirip kefen diktirdi." - Halikarnas Balıkçısı
- barındırmak
-i Barınmasını sağlamak"Gölgesinde bir semti barındıran gürbüz bir çınarın yıldırımla vurulmasına bile güç dayanılır." - İ. A. Gövsa
- sığınmak
-e Tehlikelerden kaçarak güvenilir bir yere çekilmek"Artık arkasına sığınacak bir camekânım da yok." - H. F. Ozansoy
- sığındırmak
- bağrına basmak.
- birbirine sokularak yatmak
- sıkı sarılmak
- yerleşmek, daldalanmak, kurulmak, barındırmak, sığındırmak, yaslamak, dayamak