- gerçek
isim Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat"Esasen bizim için millî varlık ile istiklal ve hürriyet aynı gerçeğin çeşitli cepheleridir." - M. Kaplan
- olağan
sıfat Sık sık olan, olagelen, doğal, tabii, olmadık karşıtı"Dilimizi doğru yazmak, doğru konuşmak olağan değil ulusal bir görevdir." - T. Buğra
- doğal
sıfat Doğada olan, doğada bulunan"Doğal güzellikler artık eskisi gibi turist çekmiyor." - N. Cumalı
- asıl
isim Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı"Bir belgenin aslı."
- tabii
sıfat Doğada olan, doğada bulunan
- normal
sıfat Kurala uygun, alışılagelen, olağan, düzgülü, aşırılığı olmayan, uygun"Atatürk'ün normal zamanlarda insana okşamak arzusunu veren ipek gibi saçları birdenbire yelelenirdi." - Y. K. Karaosmanoğlu
- özgün
sıfat Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal, ibdai"Eskinin doğa ile uyuşan, özgün yapılarını yıkıp yerine yabancı, öykünme, yaratıcılıktan yoksun yapılar dikerek çirkinleştirdik." - N. Cumalı
- yapmacıksız
sıfat İçten, içten geldiği gibi, samimi"Ayrılırken yapmacıksız bir saygıyla geçmiş olsun dileklerini yinelemeyi unutmuyor." - A. Ümit
- anadan doğma
sıfat Çırılçıplak
- doğuştan
zarf Yaradılıştan"Doğuştan hastalıklı çocuklar, kardeşlerinin ve yaşıtlarının aksine, annelerine aittir yalnızca ve hep öyle kalırlar." - E. Şafak
- natürel
sıfat Doğal"Natürel renk."
- suni olmayan
- tabii ki
- doğaya özgü, doğal, olağan, normal, doğal, doğuştan, doğuştan yetenekli kişi, başarılı kişi,
- doğuştan hünerli kimse
- piyanonun beyaz tuşu
- tabiata uygun