- tuhaf
sıfat Acayip"Nahit'in onda hiç görmediği bir tuhaf hâli vardı." - T. Buğra
- gizli
sıfat Görünmez, belli olmaz bir durumda olan, edimsel karşıtı"Kanun, gizli eşyayı bulmaya mahsus bir fal kitabı değildir." - N. F. Kısakürek
- esrar
isim Gizler, sırlar"Yüzüme, tekrar o eski, esrar dolu gözlerle bakıyor." - Y. Z. Ortaç
- esrar
isim Hint kenevirinden çıkarılan ve kullanılacak miktara göre uyarıcı, sarhoş edici veya uyuşturucu etkileri olan bir madde
- sır
isim Bazı nesnelere parlaklık verme, dış etkilerden koruma, sızmalarını önleme vb. amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik"Küpün sırı dökülmüş."
- sır
isim Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey
- bilinmeyen
sıfat, matematik Değeri belli olmayan, bilinmedik (nicelik), bilinmez, meçhul"Cebirde bilinmeyenler x, y, z harfleriyle gösterilir."
- hikmet
isim Bilgelik
- esrarengiz
sıfat Gizemli
- gizem
isim Sır
- muamma
isim Bilmece"Eski kadınlar, çocukların zihinlerini bilmek için muammalara başvururlardı." - A. Rasim
- giz
isim Sır"O gün çözer gibi olmuştu Kütahya çinilerindeki dipdiri renklerin gizini." - N. Cumalı
- Doğu kiliselerinde dini ayin
- bilinmez ve anlaşılmaz şey
- eski zamana ait dini piyes
- sır, giz, anlaşılmaz şey, gizem, esrar