- tuhaf
sıfat Acayip"Nahit'in onda hiç görmediği bir tuhaf hâli vardı." - T. Buğra
- esrarlı
sıfat Gizli yönleri bulunan, ne olduğu anlaşılamayan, akıl erdirilemeyen, esrarengiz"Eskiden de böyle esrarlı idi deniz / Böyle alevli, harlı idi deniz / Böyle ağlardık, ey kalbim / Sebepsiz" - H. F. Ozansoy
- acayip
sıfat Sağduyuya, göreneğe, olağana aykırı, garip, tuhaf, yadırganan, yabansı"Acayip ve tempolu bir ses geliyor." - B. Felek
- anlaşılmaz
sıfat Anlaşılması güç olan, bir anlam verilemeyen, karışık, muğlak, tuhaf"Sen, anlaşılmaz bir ifşa kararıyla hayalimizin gözünü kör ettin." - A. N. Asya
- garip
sıfat Kimsesiz, zavallı
- ketum
sıfat Ağzı sıkı"Ne kadar da ketumdur, katlandığı acıları, atlattığı tehlikeleri sergilemeyi hiç sevmez." - A. İlhan
- gizemli
sıfat Gizem niteliğinde olan veya içinde gizem bulunan, esrarengiz"Düşünüyorum da gizemli bir korkudan başka pek bir şey anımsamıyorum." - N. Meriç
- muammalı
sıfat Tekinsiz"Bu muammalı İhsan Efendi'yi İstanbul'un hangi köşesinde aramalı?" - P. Safa
- bilinmeyen
sıfat, matematik Değeri belli olmayan, bilinmedik (nicelik), bilinmez, meçhul"Cebirde bilinmeyenler x, y, z harfleriyle gösterilir."
- esrarengiz
sıfat Gizemli
- anlaşılmazlık
isim Anlaşılmaz olma durumu
- akıl ermez
- anlaşılamaz
- esrarengiz, gizemli