- fısıltı
isim Fısıldarken çıkan, güçlükle duyulan sesin adı"Yazdığı aşk şiirlerini gece yarısına kadar fısıltıyla defalarca okudu." - İ. O. Anar
- homurtu
isim Homurdanma sırasında çıkan sesin adı"Morarmış bulutlar, hortumları su yüklü fil sürüleri gibi korkunç homurtularla arkamızdan geliyor." - Y. Z. Ortaç
- homurdanma
isim Homurdanmak işi"Kapıda biriken kalabalık homurdanmaya ve fısıldamaya başlamıştı." - İ. O. Anar
- homurdanmak
nsz, -e Öfke, kızgınlık, can sıkıntısıyla anlaşılmaz sesler çıkarmak
- söylenmek
nsz Söyleme işi yapılmak"Asıl söylenecekler hep sonradan anımsanır." - B. Necatigil
- mırıldanma
isim Mırıldanmak işi"Dolaşık ve tutuk bir dille, yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz cümleler mırıldanmaya başladı." - P. Safa
- mırıldanmak
nsz Alçak sesle kendi kendine bir şeyler söylemek"Bastonunu yanağına dayayıp bir şeyler mırıldandı." - L. Tekin
- mırıltı
isim Alçak ve anlaşılmaz bir ses çıkararak konuşma"Dinleyiciler arasında dolaşan mırıltı birden uğultu hâlini aldı." - N. Cumalı
- fısıldar gibi söylemek
- fısıltı.
- mırıldanmak, söylenmek, homurdanmak