- kavga
isim Düşmanca davranış ve sözlerle ortaya çıkan çekişme veya dövüş, münazaa"O zamanlar kavga etmeyi bilmek bizim için çok önemliydi çünkü kavga yaşam biçimimizdi." - A. Ümit
- karmakarışık
sıfat Dağınık, düzensiz, çok karışık"Tarihin karmakarışık olayları ilmî metotlarla incelenebilir mi?" - C. Meriç
- bozmak
-i Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek"Bu iki radyo istasyonu birbirini bozuyor."
- düzensizlik
isim Düzensiz olma durumu, tertipsizlik, intizamsızlık, nizamsızlık"Ne kadar alışılsa da düzensizlik insana üzüntü verir." - M. Ş. Esendal
- intizamsızlık
isim Düzensiz olma durumu, düzensizlik, karışıklık
- karışıklık
isim Karışık olma durumu, teşevvüş
- buruşuk
sıfat Gerginliği, düzgünlüğü kalmamış, buruşmuş olan"Ama işin aslını öğrenince güldü, okşadı anacığının buruşuk yanaklarını." - N. Hikmet
- kargaşa
isim Kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu, anarşi
- boğuşma
isim Boğuşmak işi"Ne çare ki boğuşma esnasında o da birkaç yerinden yaralanmış." - R. N. Güntekin
- buruşturmak
-i Buruşuk duruma getirmek"Az kalsın açmadan onu da buruşturup atacaktı." - O. Aysu
- örselemek
-i Yıpratmak, eskitmek, hırpalamak, zedelemek"Geçen zaman beni örseledi." - R. Mağden
- buruşuk.
- karmakarışıklık
- karışıklık, düzensizlik, kargaşa, buruşturmak, karıştırmak