- yaşlı
sıfat Yaşı ilerlemiş, kocamış, ihtiyar (kimse)"Bir kez daha çocuğun taşkın neşesinden tedirgin oldu yaşlı kadın." - E. Şafak
- üzgün
sıfat Üzülmüş, üzüntü duymuş, mahzun, melul, mükedder"O zamana kadar üzgündü, sesi kısılmış gibiydi." - T. Buğra
- acıklı
sıfat Acındıracak, acı verecek nitelikte olan, dokunaklı, üzücü, koygun"Bu âdet bir fabrika sahibinin acıklı hayat hikâyesiyle birlikte kondulara yayıldı." - L. Tekin
- mahzun
sıfat Üzgün"Bir gün gayet mağmum ve mahzun, bir gün de son derece neşeli ve uçarı." - N. F. Kısakürek
- hüzünlü
sıfat Gönle üzgünlük veren, iç kapanıklığına yol açan, hazin"Bir şey söylemeyerek hüzünlü bir hâlde gazetesinin başka sütunlarına geçer." - A. Ş. Hisar
- kederli
sıfat Acılı, üzüntülü, mükedder"Sarayın sükûnu bir kederli muammayı saklar gibi ağırdı." - İ. A. Gövsa
- acılı
sıfat Acı katılmış olan"Acılı tarhana."
- hazin
sıfat Hüzünlü"Her şey dayanılmayacak kadar hazindi." - A. İlhan
- dokunaklı. mourn fully kederle .
- yaslı, hüzünlü, kederli