- yaramaz
sıfat Uygun ve yararlı olmayan, bir işe yaramayan
- zararlı
sıfat Zarar veren, zararı dokunan, dokuncalı, muzır, tahripkâr"Kanun ancak topluma zararlı olan şeyleri yasaklayabilir." - N. F. Kısakürek
- muzip
sıfat Takılgan"Hiç de yaramaz ve muzip bir çocuk olamamakla beraber ona kötü oyunlar oynamaktan çekinmemişimdir." - Y. K. Karaosmanoğlu
- afacan
sıfat Zeki ve yaramaz (çocuk)"Güneş ise afacan bir çocuk gibi bulutlarla saklambaç oynuyor, bir kaybolup bir gözüküyordu." - A. Kulin
- haylaz
sıfat Hoşa gitmeyen davranışlarda bulunan (kimse), hayta"Gelene geçene dilini çıkarır, edepsiz, haylaz bir çocuktu." - S. F. Abasıyanık
- haşarı
sıfat Çok yaramaz, ele avuca sığmayan (çocuk)"Köy kahvesinden yetişen birkaç delikanlı bu haşarıları darmadağın etmişti." - O. C. Kaygılı
- bacaksız
sıfat Bacağı olmayan
- zarar vermek niyetiyle
- hain, zararlı, yaramaz, afacan, haylaz
- zarar verecek şekilde
- zarar verecek şekilde.
- zarar verici. mischievously yaramazca