- ters gitmek
bir iş doğru ve düzgün yürümemek, sorun çıkmak
- boşa çıkmak
umut, düşünce vb. şeyler sonuç vermemek, gerçekleşmemek"Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler." - A. Gündüz
- boşa gitmek
harcanan emek, para hiçbir işe yaramamak, olumlu bir sonuca ulaşamamak"Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler." - A. Gündüz
- başaramamak
- çocuk düşürmek
- yanlış yere götürülmek
- yanlış yere götürülmek.