- hizmet etmek
iş görmek, çalışmak"Vatan, evladının hizmetini bekliyor." - Ö. Seyfettin
- yardım etmek
kendi gücünü, imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanmak"Oğlunun yardım dileyen bakışlarını görmezden gelerek kahvaltı masasına oturdu." - E. Şafak
- papaz
isim Hristiyan din adamı, peder
- bakmak
-e Bakışı bir şey üzerine çevirmek"Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim" - C. S. Tarancı
- vekil
isim Birinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse
- nazır
sıfat Bir yere doğru bakan (ev, oda vb.)"Küçük fakat çok şirin bir oda, gölgelik, denize nazır." - H. Taner
- bakan
isim Hükûmet işlerinden birini yönetmek için, genellikle milletvekilleri arasından, başbakan tarafından seçilerek cumhurbaşkanınca onaylandıktan sonra işbaşına getirilen yetkili, vekil, icra vekili, nazır"O sadece iyi bir bayındırlık bakanıdır." - F. R. Atay
- vezir
isim, tarih Osmanlılarda devletin bakanlık, valilik gibi yüksek görevlerinde bulunan ve paşa unvanını taşıyan kimse
- vaiz
isim İbadet yerlerinde öğüt niteliğinde dinî konuşmalar yapan kimse, öğütçü"Bir gün camide vaiz bir şey hikâye etmişti." - A. Ş. Hisar
- bakan papaz
- bakan, orta elçi
- devlet vekili