- değer
isim Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet"İnsan bir şeyin değerini ondan yoksun kalınca anlıyor." - Halikarnas Balıkçısı
- Hak
isim Adalet"Haktan ayrılmamalı."
- hak etmek
bir emek karşılığı hakkı olan şeyi elde etmek, hak kazanmak"Haktan ayrılmamalı."
- liyakat
isim Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu, değim"Liyakat ve namusa dayanan zenginliğe düşman değilim." - M. Kaplan
- hüner
isim Beceri isteyen ustalık, beceriklilik"Benim gibi kurak çölde yaşayanların şiirden, hünerden dem vurmaları nasıl mümkün olur?" - A. Kabaklı
- san
isim Bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad, unvan, titr
- marifet
isim Ustalık, hüner, uzmanlık"Zaten dünyada her şeyin bir izahı vardır ama marifet, onu izah etmesini bilmeli." - A. H. Çelebi
- erdem
isim Ahlakın övdüğü iyi olma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk vb. niteliklerin genel adı, fazilet"Spor, alçak gönüllülük gibi bir erdem aşılar sporcuya." - N. Cumalı
- debdebe
isim Görkem"Bir Tanzimat konağının şaşırtıcı debdebesi içinden bu küçük eve düşmüştü." - A. H. Tanpınar
- ihtişam
isim Görkem"Hilmi Bey'in evi, bir sanat ve ihtişam galerisi değildi." - S. Ayverdi
- fazilet
isim Erdem"Onun iyiliğini, faziletini, şan ve şerefini görmek benim saadetimdir." - A. Gündüz
- meziyet
isim Bir kişiyi veya nesneyi benzerinden üstün gösteren nitelik"Cemal Paşa'da anlamadığı işi ehline bırakmak meziyeti vardı." - F. R. Atay
- değim
isim Liyakat
- layık olmak
hak kazanmış olmak"Sevilmeye o herkesten fazla layıktır." - P. Safa
- yararlık
isim Yararlılık"Bu denemeleri yaptığıma hiç pişman değilim. Bugüne kadar yararlıklarını görüyorum." - N. Hikmet
- mükafat
Kur’an-ı Kerim, 1. Ödül.
2. Değerlendirici, sevindirici davranış.
- yaraşı
- davanın esası
- değer fazilet
- değer kazanmak
- değer, liyakat, fazilet, erdem, meziyet, hak etmek, layık olmak