- gözdağı
isim Sonradan verilecek bir ceza ile korkutma, yıldırma, tehdit"Küfürlerin arasında duyduğu sözlerden, bu gözdağının sabahki olayla ilintili olduğunu anlar gibiydi." - A. Kulin
- şey
isim Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, belirsiz anlamda bir söz"İnsan bir şeyin değerini ondan yoksun kalınca anlıyor." - Halikarnas Balıkçısı
- azarlamak
-i Kırıcı ve sert söz söylemek, paylamak, tekdir etmek
- tehdit
isim Gözdağı"Bütün memurlar bu tehditlere gülüp geçiyorlardı." - T. Halman
- tehlike
isim Büyük zarar veya yok olmaya yol açabilecek durum, muhatara"Görülüyor ki atom harbi tehlikesi şimdiden tesirini göstermeye başlamıştır." - N. Hikmet
- gözdağı vermek
sonradan verilecek bir ceza ile korkutmak, yıldırmak, tehdit etmek, caydırmaya çalışmak"Küfürlerin arasında duyduğu sözlerden, bu gözdağının sabahki olayla ilintili olduğunu anlar gibiydi." - A. Kulin
- gözünü korkutmak
yıldırmak
- korkutmak
-i Korkmasına yol açmak"Şimdi beni artık bu sessizlik korkutmakta." - A. Ağaoğlu
- tehdit etmek
gözdağı vermek"Bütün memurlar bu tehditlere gülüp geçiyorlardı." - T. Halman
- yıldırmak
-i Gözdağı vermek
- tehdit, tehlike, başbelası, tehdit etmek