- kara sevda
isim Umutsuz ve güçlü aşk
- can sıkıntısı
isim Yapılacak bir iş olmaması ve hiçbir şeyle oyalanma imkânı bulunmaması sebebiyle duyulan tedirginlik, bunalım"Genç kadın, can sıkıntısıyla yüzünü ekşitti." - P. Safa
- üzgün
sıfat Üzülmüş, üzüntü duymuş, mahzun, melul, mükedder"O zamana kadar üzgündü, sesi kısılmış gibiydi." - T. Buğra
- gam
isim Tasa, kaygı, üzüntü"Bana derler gam yükünü sen götür / Benim yük götürür dermanım mı var?" - Karacaoğlan
- gam
isim, müzik Sekiz notanın kalın sesten inceye veya inceden kalına gitmek üzere sıralanmış dizisi"Sonra, titrek titrek, ilk gamlarını sıraladığı piyanoyu hatırlıyor, do, re, mi, fa, sol..." - A. İlhan
- keyifsiz
sıfat Sağlığı pek yerinde olmayan, rahatsız
- mahzun
sıfat Üzgün"Bir gün gayet mağmum ve mahzun, bir gün de son derece neşeli ve uçarı." - N. F. Kısakürek
- melankolik
sıfat Kara sevdaya tutulmuş, kara sevdalı"Tanzimat devrinin en lirik ve en melankolik simasını kaybettik." - O. S. Orhon
- keder
isim Acı, üzüntü, dert, sıkıntı, ızdırap, tasa"Hiçbir kederim yoktu ki onun bir tatlı kelamıyla bertaraf olmasın." - A. H. Müftüoğlu
- kederli
sıfat Acılı, üzüntülü, mükedder"Sarayın sükûnu bir kederli muammayı saklar gibi ağırdı." - İ. A. Gövsa
- hüzün
isim Gönül üzgünlüğü, gam, keder, sıkıntı"Morgun parlak mermer duvarlarında dağılan gölgemin hüzün verici bir görüntüsü var." - A. Ümit
- üzüntü
isim Olması istenilmeyen olaylardan doğan ruh tedirginliği, teessür"Beni sevmiyor, yeniden zihnimi kurcalamak, sinirlerimi üzüntü içinde bırakmak istiyor." - E. İ. Benice
- melankoli
isim, ruh bilimi Kara sevda"Babam melankoliye uğramış, köşesinde düşünüp duruyor." - A. Gündüz
- karasevda
- karaduygu, melankoli, hüzün, hüzünlü, melankolik
- karasevdalı
- karasevdalı.
- kasvet: melankolik
- kasvetli. melanchol'ic hüzünlü