- yem
isim Hayvan yiyeceği"Balıklara yem attık, suyun içi birbirine karıştı." - F. Otyam
- çekim
isim Çekme işi
- tuzak
isim Kuş veya yaban hayvanlarını yakalamaya yarayan araç veya düzenek
- çekmek
-i, -e Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek"Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı." - R. N. Güntekin
- ayartmak
-i Baştan çıkarmak, doğru yoldan saptırmak"Allah'ı ileri sürerek kadınları ayartacak aklınca." - R. H. Karay
- cezbetmek
-i Kendine çekmek, bağlamak, etkilemek"Uzun boyu ve endamındaki zarafeti ile beni cezbetti." - H. C. Yalçın
- aklını çelmek
niyetinden, kararından caydırmak
- kandırmak
-i Kanmasını sağlamak, inandırmak, ikna etmek"Beni kendisiyle yalnız bırakmaya ve geceyi beraber geçirmeye kandırmak istiyor." - E. İ. Benice
- yemlemek
-i Hayvana yem vermek, beslemek
- çığırtkan
isim Çağırtkan
- cazibe
isim Çekicilik"Ruhani bir cazibe Turhan'ı türbeye çekti." - A. H. Müftüoğlu
- çekicilik
isim Çekici olma durumu, alım, albeni, alımlılık, cazibe, hava, gelgel
- ikna etmek
inandırmak, kandırmak"Sinirleniyor, kendi kendimi ikna için daha ısrarla, daha fazla konuşuyordum." - S. F. Abasıyanık
- Müzik-Dans, Çok eskiden kullanılan bir tür nefesli saz.
- cazibe tuzak
- çekim, çekicilik, tuzak, kapan, yem, ayartmak, çekmek