- bekleme
isim Beklemek işi"Gelince beklememi sıkı sıkı tembih etmişler." - F. Otyam
- manzara
isim Bakışı, dikkati çeken her şey"Karışık rüyalarda görülen manzaralar gibi dumanlı bir sahne." - A. Gündüz
- bekçi
isim Bir şeyi veya bir yeri bekleyip korumakla görevli kimse"Han bekçisi, saçağın altındaki döşeğinde hâlâ uyumaktaydı." - İ. O. Anar
- gözetleme
isim Gözetlemek işi, dikiz, dikizleme, erkete"Çömeldiği yerden gizli gizli cevizlerin altını gözetlemeye başladı." - O. C. Kaygılı
- nöbetçi
isim Nöbet bekleyen, nöbet sırası kendisinde olan kimse"Martıların ve askerlerin oranın en sadık nöbetçileri olduğunu her geçişimde gördüm." - A. H. Çelebi
- gözcü
isim Gözlemleme veya gözetleme işini yapan kimse"Ama adam, gözcünün kendi gördüğünden daha fazlasını görmediğine emindi." - İ. O. Anar
- gözleme
isim Gözlemek işi, tarassut
- gözetleme yeri
- arayış, gözcü, gözetleyici, gözetleme yeri, ileriki olasılık
- bekleme.