- kulak vermek
merak edip dinlemek, işitmeye çalışmak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın "Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın
- kulak misafiri olmak
yanında konuşulanları konuşmaya katılmadan dinlemek
- duymak
-i Bilgi almak, öğrenmek, haber almak"Bir köylüden burada avlandığınızı duydum." - Halikarnas Balıkçısı
- dinlemek
-i İşitmek için kulak vermek"Konağın hesabını sen söylersin, ben de dinlerim." - A. Ş. Hisar
- dinlemek, dinleme, kulak verme