- çakmak
isim Taşa vurulup kıvılcım çıkarılan çelik parçası"Nasıl oldu bilmem, eğilip yakarken çakaralmaz çakmak kıvılcım çıkardı." - B. Felek
- çakmak
isim, tıp (***) Kuruduğunda kalın kabuk bağlayan kabarcıklarla beliren ve genellikle yüzde çıkan bir deri hastalığı
- çakmak
-i, -e Vurarak sokup yerleştirmek"Çiviyi tahtaya çakmak."
- mavna
isim, denizcilik Gemilere ve yakın kıyılara yük taşıyan, güvertesiz büyük tekne"Mavnalar kocaman gövdeleriyle sallanır." - S. F. Abasıyanık
- salapurya
isim, denizcilik Ticaret eşyası taşımakta kullanılan, 10-15 tonluk, üçgen biçiminde yelkeni olan ticaret gemisi"Fakat kotranın altındaki safra onu kurtarır da safrasız salapurya birdenbire alabora oluverir." - N. F. Kısakürek
- mavnaya yükleme
- yakıcı alet
- yakıcı aygıt, çakmak, alışkan