- acemi
sıfat Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen"Belli ki her şey, hem de en acemi tarafından, işlerin nihayetinde uydurulmuş, zekâsız mizansenlerden ibaret." - N. F. Kısakürek
- ikiyüzlü
sıfat Özü sözü bir olmayan, riyakâr, mürai"Kocasının zayıf bir adam olduğunu bilmez miydi, bilirdi, şimdi bir de ikiyüzlü olduğunu gözleriyle görüyordu." - A. İlhan
- sinsi
sıfat Gizli ve kurnazca kötülük yapan"Bu kadın ne kadar inatçı, sinsi bir kadın!" - M. Ş. Esendal
- entrikacı
sıfat Düzenci"Üstelik, bu adi entrikacı tipleri, daha yüksek rütbeler ve aylıklarla şuraya buraya tayin etmişti." - N. F. Kısakürek
- salak
sıfat Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan (kimse)"Hem evli barklı bir kadın olduğundan haberi yok mu bu salak şeyin?" - A. Kutlu
- solak
isim Genellikle sol elini kullanan kimse
- acemice
zarf Toyca, beceriksizce, acemicesine"Yeni usul şiirimiz, zevksiz, köksüz, acemice görünüyordu." - Y. K. Beyatlı
- sağdan sola
- asil olmayan bir kadınla evlenmiş bir prensin evliliğine ait.lefthanded com- pliment acemice veya samimi olmayan iltifat. lefthandedness solak olma
- gizli anlamı olma
- gizli anlamı olma.