- göstermek
-i Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek"Vitrindeki oyuncağı parmağıyla gösterdi."
- öğrenmek
-i Bilgi edinmek"Gerçi yeni nesil, eskiyi öğrenmekte bir fayda görmüyor ama ben gene de yazayım." - B. Felek
- bellemek
nsz Öğrenip akılda tutmak"Sözümü dinleyiniz, dediklerimi belleyiniz!" - N. F. Kısakürek
- öğrenme
isim Öğrenmek işi"Öğrenme konusundaki yorulmayan açlığımı karşılayan bir okuldaydım." - A. Kutlu
- ezberlemek
-i Bir şeyi olduğu gibi akılda tutmak, ezber etmek, hıfzetmek"Aradan 70 yıl geçmesine rağmen Akif'in torunları o şiiri hâlâ ezberliyor." - A. Kabaklı
- işitmek
-i Kulakla algılamak, duymak"Doktorun sesini işitince koştu, yanakları kırmızı, gözleri parlıyordu." - H. E. Adıvar