- şart koşmak
önceden bir şarta bağlamak"İster istemez bu şartlara boyun eğecekti." - F. R. Atay
- kullanmak
-i Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak"Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu?" - H. C. Yalçın
- başlamak
Görünmek"Kasabanın kenar mahallelerinden sonra bir mezarlık başlardı." - S. F. Abasıyanık
- yapmak
-i Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek"Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." - Ç. Altan
- etmek
nsz Bir işi yapmak"Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." - H. Taner
- bırakmak
-i Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak
- koymak
-i, -e Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek"Öteki elini doktorun omzuna koydu." - S. F. Abasıyanık
- yatırmak
-i, -e Bir kimsenin bir yere yatmasını sağlamak"Çocuğu bir kenara yatırdım ve kadını omuzlarından tutup bir taşa dayadım." - Y. K. Karaosmanoğlu
- döşemek
-i Bir tabanı, tahta, karo, mermer vb. yapı gereçleriyle kaplamak
- belirlemek, saptamak, depolamak, yere bırakmak