- gelecek
isim Daha gelmemiş, yaşanacak zaman, istikbal, ati"Bir eser bırakmadan geleceğe yadigâr / Bırakmışım kime ne, bırakmasam ne zarar" - E. B. Koryürek
- sonra
zarf Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı"Önce parasız temsiller verilirken sonra paralı verilmeye başlandı." - M. And
- sonradan
zarf Konuşulan zamanın ardından gelen zamanda, muahharan"Böyle boyumdan büyük bir işe kalkıştığım için sonradan yine bir yazıklanma duydum." - A. Ağaoğlu
- müstakbel
sıfat İleri bir tarihte beklenen, gelecek"Nasfet ve merhamet dilenmek gibi bir prensip yoktur. Türk milleti, Türkiye'nin müstakbel çocukları, bunu, bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar." - Atatürk
- ileride
zarf Gelecekte, gelecek zamanda"Beni ileride okuyacak insanlar için yazdığıma inanmışımdır." - S. Birsel
- sonraları
zarf Sonraki zamanlarda"Sonraları herkes kondusuna ayrı bir işaret koydu." - L. Tekin
- bilahare
zarf Sonra, sonradan, daha sonra, sonraları"Bu işin bilahare daha etraflı bir şekilde düşünülerek arz edilmesi icap ettiğini söyleyince başını eğerek sustu." - N. S. Örik
- gelecekte
- en son
- daha sonra
- gelecekteki
- ilerdeki