- bilgi
isim İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat
- anlamak
-i Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak"Yıldızın hemen altında, namluya benzer bir başka şekil var, bunun bir tabanca olduğunu anlamakta gecikmiyorum." - A. Ümit
- aşina
sıfat Bildik, tanıdık"Sanki herkes uzun yolculuktan yeni dönmüş ve aşinalara kavuşmuştu." - T. Buğra
- tanımak
-i Daha önce görülen, bilinen bir kimse veya şeyle karşılaşıldığında bunun kim veya ne olduğunu hatırlamak"Zarfın üstündeki yazıyı hemen tanıdı." - H. E. Adıvar
- bildik
sıfat Tanıdık (kimse veya şey)"Bu kesin tavır, annemin bildik tavrı değildi." - A. Kutlu
- bilmek
nsz Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak"Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu." - A. Ağaoğlu
- iskoç
özel, isim İskoçya halkından olan kimse
- tefrik etmek
ayırmak, ayırt etmek
- görüş sahası
- bilgi alanı
- bildiklerim arasında
- bildiklerim arasında.
- bilgi alanı, görüş alanı
- görüş açısı. beyond one' ken akıl almaz. within my ken gözumün seçebildiği yerde
- mirasçı olarak tamnmak