- itmek
-i Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek"Erzak yüklü arabayı arkadan iten iki uşak, sırtı tırmandılar." - H. E. Adıvar
- sallamak
-i Düzenli bir biçimde ve hep aynı doğrultuda hareket ettirmek"Sen yine anahtarını çıkar, salla, eğlendir." - H. E. Adıvar
- sarsmak
-i Birdenbire ve güçle kımıldatmak, sallamak, oynatmak, titretmek"Kalkın bakalım diye çocukların karyolalarını sarsıyorlardı." - Ç. Altan
- koşmak
nsz Adım atışlarını artırarak ileri doğru hızla gitmek"Ben kaçıyorum, abim de arkamdan koşuyor." - A. Ağaoğlu
- dürtmek
-i Ucu sivri bir şeyle veya elle hafifçe itmek"On dakika kadar dürttükten ve bağırdıktan sonra nihayet biraz ayılabildi." - E. İ. Benice
- dürtme
isim Dürtmek işi"Ben geçerken onun telaşı, sizi dürtmesi gözümden kaçmadı." - H. E. Adıvar
- Beden Eğitimi ve Spor, Yavaş sürekli koşu.
- adi tırıs yürüyüş
- bir tempoda ilerlemek
- dürtmek, itmek, yavaş yavaş koşmak, ağır aksak ilerlemek, dürtme, hafifçe vurma, itme, sarsma
- sarsmak yavaş gezinti