- çağrı
isim Birinin bir yere gelmesini isteme, davet"Kale burçlarında cenge çağrı davulları vuruldu." - N. Araz
- celbetmek
-i Kendine çekmek"Sonra memnuniyetimi celbetmek için olacak bir türkü çağırmaya başladı." - R. H. Karay
- neden olmak
bir şeyin olmasına veya ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak"Biz Şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?" - H. Taner
- çekmek
-i, -e Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek"Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı." - R. N. Güntekin
- istemek
-i İstek duymak, arzulamak"İçeri girmekten korkarak bahçedeki demir kanepeye oturmak istedi." - P. Safa
- yol açmak
yol yapmak
- cezbetmek
-i Kendine çekmek, bağlamak, etkilemek"Uzun boyu ve endamındaki zarafeti ile beni cezbetti." - H. C. Yalçın
- davet etmek
çağırmak
- çağırmak
-i Birinin gelmesini kendisine yüksek sesle söylemek, seslenmek"Etrafına bakındı fotoğrafçıları çağırmak için." - A. Kulin
- davet
isim Çağrı, çağırma
- rica etmek
dilemek"İşinden atmışlar, tekrar işe almaları için patronuna ricaya gidiyormuş." - Ç. Altan
- cezbedici surette
- davet etmek, çağırmak, yüreklendirmek, davetiye çıkarmak