- gözdağı
isim Sonradan verilecek bir ceza ile korkutma, yıldırma, tehdit"Küfürlerin arasında duyduğu sözlerden, bu gözdağının sabahki olayla ilintili olduğunu anlar gibiydi." - A. Kulin
- sindirmek
-i Sinmesini sağlamak veya sinmesine sebep olmak"Kartal burunlu, kalın kaşlı, çember sakallı ihtiyar, Sertman'ı biraz sindirdi." - H. E. Adıvar
- korkutma
isim Korkutmak işi"Eskicilerin, çocukları iğneli fıçıya attıkları gibi bir korkutma biçimiyle şartlanmıştık." - A. Boysan
- tehdit
isim Gözdağı"Bütün memurlar bu tehditlere gülüp geçiyorlardı." - T. Halman
- yıldırma
isim Yıldırmak işi"Herkesin sustuğu o yıldırma devrinde gerçeği söyleyen bu iki yazarın sesi..." - Y. K. Karaosmanoğlu
- gözdağı verme