- araya girmek
iki kişinin arasındaki bir işe karışmak
- burnunu sokmak
gerekmeden her işe karışmak
- zarar vermek
kötülük etmek"Aldığı günlerde iyi para getiren oteli zararla kapatmaya başlamışlar." - M. Ş. Esendal
- mâni olmak
önüne geçmek, engellemek, önlemek"Kaç zamandır beynimi, kanımı ateşlendiren bu idealimin lezzetini tatmak için her mâniyi çiğneyeceğim." - H. R. Gürpınar
- müdahale etmek
karışmak, araya girmek, el atmak"Sözümü adi bir müdahale zanneder diye korktum." - Y. K. Karaosmanoğlu
- dokunmak
-e Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek"Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk." - A. Haşim
- karışmak
-e İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek"Araba sallana sallana içim bağrım birbirine karıştı." - H. R. Gürpınar
- çatışmak
nsz, -le Birbirine çatmak veya çatılmak"Ulu denizin üstünü çatışan, şimşeklenen kara bulutlar sardı." - Y. Kemal
- zıddiyet göstermek