- oturmak
-e Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek"Bir sandalyenin üzerinde oturmuş, önüne bakıyordu." - S. F. Abasıyanık
- yaşamak
nsz Canlılığını, hayatını sürdürmek"Hiçbir şey yaşarken daha önemli değildir." - A. İlhan
- ikamet etmek
bir yerde oturmak, eğleşmek
- sakin olmak
bir yerde yerleşmek, oturmak
- -de yaşamak, oturmak
- içinde oturmak. inhabitable içinde oturulur
- oturmaya elverişli
- oturmaya elverişli.