- açı
isim, matematik Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
- vermek
-i, -e Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek"Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm." - Ö. Seyfettin
- zorlamak
-i Birine bir şey yaptırmak amacıyla güç kullanmak, boyun eğdirmeye çalışmak, zor kullanmak, mecbur etmek"Bir realite hissi ile değil, bir tarih hissi ile kendimizi zorluyorduk." - F. R. Atay
- yüklemek
-i, -e Bir yere, taşınması için belli ağırlıkta eşya veya araç gereç koymak
- uğratmak
-i, -e Uğrama işini yaptırmak, uğramasına sebep olmak"Öteki tabancayla o da mağdurun belinden aşağısını felce uğrattı." - B. Felek
- çektirmek
nsz Çekme işini yaptırmak"Karıcığım, seninle şöyle yan yana bir resim çektirelim." - P. Safa
- çarptırmak
-i Çarpma işini yaptırmak veya çarpmasına yol açmak"Yüreğini çarptıran bir merakla ihtiyara yaklaştı." - P. Safa