- girmek
-e Dışarıdan içeriye geçmek"Birlikte kiliseden içeri giriyoruz, ben topallıyorum." - A. Ağaoğlu
- uğramak
-e Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak"Karaya uğramak, her denizci gibi cinine gidiyordu." - Halikarnas Balıkçısı
- tutulmak
nsz Tutma işi yapılmak veya tutma işine konu olmak"Ömer Abit Hanı'nda bir yazıhane kiralanmış, aylıkla bir otomobil tutulmuştu." - E. E. Talu
- yakalanmak
nsz Yakalama işi yapılmak, ele geçirilmek
- maruz kalmak
bir olay veya bir durumla karşı karşıya olmak"Herkes, her an müthiş bir tehlikeye maruzdur." - P. Safa
- -e uğramak, girmek, yakalanmak
- hedef olmak. incur a debt borçlanmak .