- Az
sıfat Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
- eksik
sıfat Bir bölümü olmayan, noksan, natamam"Bu kitap eksik, baş tarafı yok."
- kıt
sıfat İhtiyaca yetmeyecek kadar az, bol karşıtı"O devirde bizim gibi henüz askere gitmemiş şoförler çok kıttı." - A. Gündüz
- kifayetsiz
sıfat Yetersiz"Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel / Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu / Bu derde düşmeden önce" - O. V. Kanık
- noksan
sıfat Eksik
- yetersiz
sıfat Gerekli bilgi ve yeteneği olmayan, yeterliği olmayan, kifayetsiz, ehliyetsiz
- liyakatsiz
sıfat Liyakati olmayan, başarısız, yeteneksiz, değimsiz"Hele hükümdar liyakatsizse böyle bir murakabeye mutlak ihtiyaç vardır." - C. Meriç
- elvermez
- inadequateness yetersizlik. inadequately kifayetsiz olarak
- nakıs. inadequacy
- yetersiz bir şekilde
- yetersiz bir şekilde.
- yetmez