- etkili olmak
etkisi duyulmak, etkisini göstermek, tesirli olmak"Hayli etkili bir yer altı çalışması yapılıyormuş." - A. İlhan
- tecavüz etmek
başkasının hakkına el uzatmak"Çekler bir Alman tecavüzü karşısında mutlaka silaha sarılacaklardır." - Y. K. Karaosmanoğlu
- vurmak
-e Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak"Masaya vurmak. Birinin başına vurmak."
- yapmak
-i Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek"Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." - Ç. Altan
- etmek
nsz Bir işi yapmak"Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." - H. Taner
- etkilemek
-i Etkiye uğratmak, tesir etmek"Toplumu etkileyen olaylara herkes kendi yorumunu katıyor." - N. Cumalı
- çarpmak
-e Hızla değmek, vurmak"Eşiği aştım, içeri girdim, ortada duran uzun bir masaya çarptım." - A. Kutlu
- sınırı aşmak
- tecavüz etmek.