- mecburi
sıfat Zorunlu"Mecburi iniş."
- zorunlu
sıfat Kesin olarak gereksinim duyulan, zaruri, mecburi, ıztırari"Tanzimat, gecikmiş de olsa zorunlu, kaçınılmaz bir atılımdı." - N. Cumalı
- zaruret
isim Zorunluluk"Kültür hâkim olduktan sonra sanat ve hayat, mazi ve yeni zaruretler ne güzel uyuşuyor." - F. R. Atay
- çaresiz
sıfat Çaresi bulunmayan, onulmaz"Çaresiz derdimi oğlana anlatıp dükkâna döndüm." - A. Ümit
- kaçınılmaz
sıfat İstek ve irade dışında olan"Hiç olmazsa bir yabancı dil öğrenmek çok kişi için kaçınılmaz bir yük artık." - N. Uygur
- zaruri
sıfat Zorunlu"Bu iskemlelerin böyle karşılıklı dizilmesi zaruridir." - H. F. Ozansoy
- tahakküm
isim Baskı, zorbalık, hükmetme"Sen böyle karı tahakkümü altında mı kalacaksın?" - M. Ş. Esendal
- zorba
sıfat Gücüne güvenerek hükmü altında bulunanlara söz hakkı ve davranış özgürlüğü tanımayan (kimse), müstebit, mütegallibe, despot, diktatör
- mütehakkim
sıfat Hâkim olan, hükmeden
- otoriter
sıfat Otoriteli
- emretme
isim Emretmek işi
- müstebit
sıfat Zorba"Müstebit bir hükümdar."
- amirane
zarf Amirce"Ağır yürürdü ve gülümsemeksizin amirane konuşurdu." - Y. K. Beyatlı
- kaçınılmazlık
isim Kaçınılmaz olma durumu"İnsanın zaman zaman kendisini konuşmaya bırakıvermesi bir kaçınılmazlığın iş başında olduğunu gösterir." - N. Uygur
- emredercesine
- buyurucu, otoriter, emir altında tutan, hükmeden
- karşısındakilere söz hakkı ve davranış özgürlüğü tanımayan
- kaçınılmazlık.
- mübrem. imperiously mütehakkim bir şekilde
- zaruri olarak. imperiousness müstebitlik