- daldırmak
-i, -e Dalma işini yaptırmak, dalmasına sebep olmak"İnce parmaklarını kocasının saçlarına daldırarak yumuşak bir sesle yalvardı." - P. Safa
- sokmak
-i İçine veya arasına girmesini sağlamak
- batırmak
-i, -e Bir şeyin sıvı veya yumuşak bir maddenin içine gömülmesine yol açmak, batmasını sağlamak"Yumuşak lifi alarak kurnaya batırdı." - C. Uçuk
- gömmek
-i, -e Yerin altına koyarak üstünü toprakla örtmek
- batırmak, sokmak, koymak, salmak, daldırmak, basmak, fikrini yöneltmek, meşgul etmek, başını katmak
- derin düşüncelere dalmış
- derin düşüncelere dalmış.
- suya batırmak. immersed in thought dalgın