- gereksiz
sıfat Gereği olmayan, yararsız, lüzumsuz"Bizim aramızda, birbirimiz hakkında çok şey bilmek gereksiz olduğu gibi tehlikelidir de." - R. Mağden
- zaman öldürmek
boş şeylerle vakit geçirmek"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin
- tembel
sıfat İş görmeyi, çalışmayı sevmeyen, çaba göstermekten, sıkıntıdan kaçan (kimse), üşengeç"Tembeller ve işsizler daha çok yorulurlar." - A. Ş. Hisar
- abes
Gerçeğe, sağduyuya, akla aykırı.
- boş
sıfat İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı"Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler." - A. Gündüz
- durdurmak
-i Durmasını sağlamak"Sızıntıları durdurmadan, bir önlem almadan ne diye bütün kitapları, eşyaları taşıdık ki!" - A. Ağaoğlu
- değersiz
sıfat Değeri olmayan veya değeri çok az olan, önemsiz, kıymetsiz, naçiz"Peki öyleyse neden söz vermeyi değersiz bulmuşuz?" - N. Uygur
- önemsiz
sıfat Önemi olmayan, ehemmiyetsiz
- aylak
sıfat İşsiz, boş gezen, avare (kimse)"Develer daylak / Sevenler aylak / Sen kimin yârisin / Her yanın oynak" - Halk türküsü
- ıssız
sıfat Kimse bulunmayan veya az kimse bulunan, tenha, yaban"Köşkün bütün odaları ıssız." - P. Safa
- verimsiz
sıfat Verimi olmayan veya az olan, yetersiz"Çok verimsiz bir çalışma."
- yararsız
sıfat Yarar sağlamayan, yararı olmayan, işe yaramayan, yarayışsız, faydasız, nafile, avantajsız
- uyuntu
sıfat Uyuşuk, tembel, miskin
- atıl
sıfat Tembel
- oyalanmak
nsz Oyalama işine konu olmak"Ormanda çiçek toplamak için oyalanan kızı beklemeye başladı." - T. Buğra
- avare
sıfat İşsiz, işsiz güçsüz, başıboş, aylak"Daha ne kadar sürdürebilecekti bu avare yaşamını?" - A. Kulin
- aylaklık etmek
boş durmak, boş oturmak, işsiz güçsüz dolaşmak, çalışmamak"Çalışmaktan yorulunca böyle geçici aylaklıklarla dinleniyorum." - H. Taner
- haylazlık etmek
haylazca davranışlarda bulunmak
- aslı esası olmayan
- boş gezmek
- boşta
- işe yaramaz
- boşa harcamak
- boşta çalışmak
- aylakça
- işlemeyen
- vaktini boşa harcamak
- işsiz, aylak, tembel, yararsız, sonuçsuz, boş, zaman öldürmek,
- aylak boş tembel
- boş şeylerle meşgul olmak
- boşa dönen kasnak idly tembelce
- etkin olmayan
- idling pulley avara kasnagı idle away time zaman öIdürmek. idleness işsizlik
- tembellik. idler boş gezen kimse