- önsezi
isim Hiçbir belirti yokken bir şeyin olacağını sezme, içe doğma, hissikablelvuku, altıncı duyu, altıncı his"Bir önsezi, benliğini derinden derine yokluyor kuruntusuna kapılmıştı." - T. Buğra
- his
isim Duygu"Sevgiyi tanımayanlar ayrılığın acısını da bilmezler, özlemezler ve gurbet hissi duymazlar." - M. Kaplan
- bükmek
-i Sertçe çevirmek, kıvırmak"Bu kez onu sürmeden olduğu yerde büküp altına aldı." - S. Birsel
- eğmek
-i Düz olan bir şeyi eğik duruma getirmek"Ağır ağır başını eğip yere baktı ve boynunu büktü." - Y. Z. Ortaç
- sezgi
isim Sezme yeteneği, feraset"Ama sezgi dünyamın büsbütün de yitirişlere yol açmadığını biliyorum." - A. Ağaoğlu
- kambur
isim Bel veya göğüs kemiğinin eğrilmesi, raşitizm sonucu sırtta ve göğüste oluşan tümsek, kambur zambur
- tümsek
isim Küçük tepe, tüm (II), tümbek"Sazlarla, kamışlarla örtülü bir tümseği atladım. Kıyıdayım." - O. V. Kanık
- kamburlaştırmak
-i Kambur duruma getirmek
- omuzlamak
-i Omzuna almak
- hörgüç
isim Devenin sırtındaki tümsek, çıkıntı
- topak
Yuvarlak biçimde olan nesne, toparlak
- A.B.D
- iri parça
- önsezi,