- atlama
isim Atlamak işi"Acemiliğimi görünce beni atlamaya, oynatmaya kalktılar." - R. N. Güntekin
- sıçrama
isim Sıçramak işi
- dans
isim Müzik temposuna uyularak yapılan ve estetik değer taşıyan düzenli vücut hareketleri, raks"Herkesin içinde dans öğrenmem şık olur." - P. Safa
- dans etmek
müzik temposuna uyarak estetik değer taşıyan vücut hareketleri yapmak"Herkesin içinde dans öğrenmem şık olur." - P. Safa
- şerbetçi otu
isim, bitki bilimi Yaprakları karşılıklı, sapı sarılgan olan, çiçekleri yumurtamsı kozalaklara dönüşen ve kozalaklarından bira yapımında yararlanılan çok yıllık ve otsu bir bitki (Humulus lupulus)
- sıçramak
-e Ayaklarla, birdenbire ve kuvvetle yeri teperek hızla yukarıya veya ileriye atılmak"Çocuk taştan taşa sıçrayarak gitti."
- atlamak
-den Bir engeli sıçrayarak veya fırlayarak aşmak"Duvardan atlamak. Hendekten atlamak."
- hoplamak
nsz Sevinçten, korkudan veya oyun için, bulunduğu yerde havaya doğru fırlamak
- zıplamak
nsz Bir yere çarpıp yukarı fırlamak"İhtiyar profesörün elinde tuttuğu silindir, canlı bir mahluk gibi zıpladı." - F. R. Atay
- hoplama
isim Hoplamak işi
- zıplama
isim Zıplamak işi"Eşyanın üstüne çıkıp basmaya, üstünde zıplamaya başladık." - A. Kutlu
- sekmek
nsz Tek veya iki ayak üzerinde sıçramak"Evden yola, yoldan eve varabilmek için evvelce yerleştirilmiş iri kayalar üzerinde sekmek gerekirdi." - H. Taner
- sektirmek
-i Sekmesine sebep olmak"Suyun üstünde taş sektiriyor."
- sıçratmak
-i, -e Sıçrama işini yaptırmak
- sekme
isim Sekmek işi
- üzerinden atlamak
bir şeyi ödev edinmemek"Bunların üzerinden ustalıkla atlayarak gemiye doğru yürüdü." - S. F. Abasıyanık
- gidivermek
nsz Ansızın gitmek
- binmek
-e Yüksek bir şeyin veya bir hayvanın üstüne çıkıp ayaklarını sallandırarak oturmak"Belki de atlara binerek dolaşırız." - R. H. Karay
- oynamak
nsz Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak"Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor." - H. R. Gürpınar
- hafifçe zıplamak
- şerbetçiotu
- seke seke yürümek
- sekme sıçrama
- tek bacak üstünde zıplamak, sekmek, sıçramak, hoplamak, sıçrama, zıplama, sekme, uçak yolculuğu, şerbetçiotu
- şerbetçiotu yetiştirmek veya toplamak.