- sade
sıfat Süsü, gösterişi olmayan, yalın, gösterişsiz"İki ufak çocuk konuşarak gidiyor; hâlleri o kadar sade, o kadar sevimli ki imrenmemek mümkün değil." - M. Ş. Esendal
- basit
sıfat Yapılması veya anlaşılması kolay olan, karışık olmayan, bayağı"İşte en basit bir sebep. Belki sadeliğinden tuhaf geliyor insana." - N. F. Kısakürek
- sevimsiz
sıfat Hoşa gitmeyen, antipatik"Sevimsiz bir yüz."
- çirkin
sıfat Göze veya kulağa hoş gelmeyen, güzel karşıtı"Kız öyle müstesna bir güzelliğe sahip olmamakla beraber çirkin de değildi." - H. R. Gürpınar
- gösterişsiz
sıfat Gösterişi olmayan, mütevazı"Fakat fakir, gösterişsiz ve hatırsız bir adam olduğu için teşebbüsleri daima neticesiz kalmıştır." - R. N. Güntekin
- süssüz
sıfat Süsü olmayan, süslenmemiş, gösterişsiz, yalın, sade"Süssüz, boyasız bir genç kız, saçları kısacık kesilmiş." - A. İlhan
- sadelik
isim Yalın olma durumu"Bu kadın kalabalık meclislerde bile sadelikten kurtulamamıştır." - P. Safa
- alımsız
sıfat Çekici olmayan, cazibesiz, albenisiz
- gudubet
sıfat Yüzüne bakılmayacak kadar sevimsiz ve çirkin
- gösterişsizlik
isim Gösterişsiz olma durumu, sadelik
- A.B.D kaba saba
- basit, yalın, sade, gösterişsiz, kaba saba, çirkin, tipsiz
- eve yakışır
- gösterişsizlik.