- yetişkin
sıfat Yetişmiş, olgunlaşmış
- almak
-i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- yükseltmek
-i Yükseğe çıkarmak, yukarı kaldırmak"Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır." - Y. K. Karaosmanoğlu
- yükselmek
nsz Yükseğe çıkmak"Derenin sağ tarafında yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti." - N. Cumalı
- büyütmek
-i Büyük duruma getirmek, genişletmek"Onun hicvi, yalnızca görüntüleri büyüten bir büyüteç değil." - N. Hikmet
- şişirmek
-i Şişkin bir duruma getirmek"Nefesinin olanca gücü ve hızıyla şişirdiği tulumu dudaklarına yanaştırdı." - O. C. Kaygılı
- artırmak
-i Artmasını sağlamak, çoğaltmak"Bu sıcak ve içten ses Fikret'i hayata bağlıyor, yaşama sevincini artırıyordu." - R. Enis
- artmak
isim Büyük heybe
- çoğaltmak
-i Miktarını, sayısını, ölçüsünü artırmak, fazlalaştırmak, ziyadeleştirmek"Şüphe yok ki ölçüsüz bir para israfı bu borçları daha çoğaltacak, hiç azaltmayacaktı." - P. Safa
- abartmak
-i Bir nesneyi veya durumu olduğundan daha önemli, daha büyük veya daha çok göstermek, mübalağa etmek
- çoğalmak
nsz Azken çok olmak, çok duruma gelmek, artmak, fazlalaşmak, ziyadeleşmek"Ansızın aşağıda ayak sesleri, uğultular çoğaldı." - Y. Z. Ortaç
- mübalâğa etmek
- altmak
- mübalâğa etmek.
- yükselmek, yükseltmek, artırmak