- sorgu
isim Sorma işi"Soracakları varmış yıllardır sorarlar / Anlaşılan bu sorgu daha yıllarca sürecek" - A. İlhan
- işitme
isim İşitmek işi
- görüşme
isim Görüşmek işi, mülakat, müzakere"O gün herkes sinekkaydı tıraşlıdır, cici elbiselerini giymiştir ve görüşmesini bekler." - N. F. Kısakürek
- soruşturma
isim Soruşturmak işi"Böyle anketler, soruşturmalar bende her zaman bir güvensizlik yaratmıştır." - B. Necatigil
- duruşma
isim, hukuk Davacı ile davalının yargıç karşısında hazır bulundukları yargılama evresi, murafaa"Ortada zaptiyesiyle, hapishanesiyle, hâkimleri, duruşmaları ile devlet kuvveti vardı, karşı durulamazdı." - T. Buğra
- oturum
isim Bir meclis veya kurulun çözümlenmesi gereken sorunları görüşüp tartışmak için yaptığı birleşimlerden her biri, celse"Onun adaylığı konuşulurken kıdemli doçent olarak ben de oturuma katılmıştım." - H. Taner
- işitim
isim, biyoloji İşitme duyusu, işitme yetisi
- celse
isim Oturum"Bir ay sonraki celsede de yeni savcının evvelkine katılması üzerine ittifakla beraat kararı." - N. F. Kısakürek
- murafaa
isim, hukuk Duruşma
- duyma
isim Duymak işi"Daha kuaför koltuğundan kalkmadan pişmanlık duymaya başlamıştı bile." - E. Şafak
- duyuş
isim Duyma işi
- işitme duyusu
- işiten
- işitme yetisi
- işitme cihazı. hard of hearing ağır işiten.
- işitme duyusu, işitme, işitme alanı, ses erimi, kendi durumunu çevreye duyurma, duruşma, oturum
- ses erimi. hearing aid kulaklık