- başından savmak
bir istekte bulunanı sözde bir sebeple uzaklaştırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- şifa bulmak
iyi olmak, onmak"Son yüzyıl içinde bizi bu hâlden kurtarmak isteyen hiçbir davranış şifa getiremedi." - N. F. Kısakürek
- şifa vermek
iyi etmek, sağlığına kavuşturmak"Son yüzyıl içinde bizi bu hâlden kurtarmak isteyen hiçbir davranış şifa getiremedi." - N. F. Kısakürek
- düzeltmek
-i Düzgün duruma getirmek"Kirli eşyalarımı paketlere sardım, bavulumu düzelttim." - R. N. Güntekin
- iyileşmek
nsz İyi duruma gelmek"Hava iyileşti."
- kapatmak
-i Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek"Evvelki hafta mühendis İlhami Bey'le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar." - H. Taner
- ıslah etmek
iyi bir duruma getirmek, iyileştirmek, düzeltmek"Cezaevlerinin ıslahı."
- defetmek
nsz Kovmak"Eğer buraya karşı bir tecavüze kalkışırlarsa defedeceğim." - A. Gündüz
- iyileştirmek
-i İyileşmesini sağlamak, sağlığına kavuşturmak, tedavi etmek
- sağaltmak
-i Sağlığa kavuşturmak, iyileştirmek, iyi etmek, tedavi etmek
- iyileşebilir
- iyileşebilir .
- ıslah olmak. healable iyi olması kabil