- kın
isim Bıçak, kılıç vb. kesici araçların kabı
- nefret
isim Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu
- düşmanlık
isim Düşmanca duygu veya davranış, yağılık, hasımlık, adavet, muhasamat, husumet, antagonizm"Bu rahatsızlığını bana karşı düşmanlık biçiminde belli etti." - A. Kutlu
- tiksinti
isim Tiksinme işi, tiksinme, nefret"Halktan insanlara duyduğu tiksintiyi bu hastalığına bağlamak gerekir." - A. Ş. Hisar
- iğrenme
isim İğrenmek işi"Güzelliği görmekten, çirkinliğe bakıp da iğrenmeye vakit bulamaz." - Y. K. Beyatlı
- tiksinme
isim Tiksinmek işi, ikrah, istikrah, nefret"İçinde bu adama karşı garip bir tiksinme, çekinme vardı." - S. F. Abasıyanık
- iğrenmek
nsz Bir şeyi tiksindirici bulmak, istikrah etmek"Asıl iğrendiğim, ürktüğüm elleriydi." - R. H. Karay
- tiksinmek
-den Bir şey, bir kimse, bir düşünce, bir durum vb.ni kötü, iğrenç veya aşağılık bularak ondan uzak durma duygusuna kapılmak, ikrah etmek, istikrah etmek"Herkes, körü körüne emrine girdiği bu adama tiksinerek bakıyor." - N. F. Kısakürek
- nefret etmek
birine veya bir şeye karşı nefret duygusuyla dolu olmak
- nefret duymak
birinden tiksinmek, hoşlanmamak
- ikrah etmek
tiksinmek, iğrenmek
- kinlenmek
nsz Öç almak istemek, kin tutmak"Kendi ettiği yetmiyormuş gibi evlatlarını da zehirliyor, bana karşı kışkırtıyor diye karısına kinlenmişti." - M. Ş. Esendal
- garez
- çiğsinmek
- kin beslemek
- nefret, nefret etmek, hoşlanmamak, beğenmemek, nefret etmek