- tez
sıfat Çabuk olan, süratli
- tez
isim, mantık Sav
- çabuk
sıfat Hızlı, müstacel, yavaş karşıtı"Yüreği ağzında, atabildiği kadar çabuk adımlarla o tarafa seğirtti ve çocuğun ardından koridora girdi." - E. Şafak
- acele
sıfat Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi"Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor." - E. M. Karakurt
- seri
isim Herhangi bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi"Bu, seri hâlinde yazılmış bir yazı değildir." - S. F. Abasıyanık
- seri
sıfat Hızlı"Nazik ve oynak tavırlar, seri kelimelerle sözüne devam etti." - R. N. Güntekin
- suratlı
sıfat Yüzü ...-yı andıran"Hatta bu kararlı ve aceleci hâliyle katil suratlı kahveciyi ürkütmeyi başardığı bile söylenebilirdi." - İ. O. Anar
- hızlı
sıfat Çabuk, seri, süratli"Bir akşamüzeri her zamanki hızlı adımlarla geldi." - A. Kutlu
- ivedi
sıfat Acele
- düşüncesiz
sıfat Düşüncesi olmayan
- telâş
Trafik ve İlk Yardım, Herhangi bir nedenle acelecilik, kaygı, tasa, endişe, şaşkınlıktan doğan karışıklık, kargaşa.
- aceleci
sıfat Tez iş gören, çabuk davranan, canı tez, farfara, fırtına gibi, içi tez, ivecen, iveğen, kıvrak, sabırsız, tez canlı, telaşlı, acul"Bilmem buna aceleci mizacım müsaade edecek mi?" - N. F. Kısakürek
- telaşlı
sıfat Telaş eden, telaşa düşen, pürtelaş"O akşam yine aynı telaşlı ses beni merdiven başında durdurdu." - Y. Z. Ortaç
- çabuk öfkelenen
- acele, telesik, aceleyle/telaşla yapılan, aceleye gelmiş
- su veya sütle yapılmış mısır lapası. hastily aceleyle
- telâş .
- telâşla. hastiness acelecilik
- telâşçı . hasty pudding mahallebi