- şikâyet
isim Hoşnutsuzluk belirten söz veya yazı, sızlanma, sızıltı, yakınma (II), yakıntı"Vali ne yapsa hâkim onu imzalar ve hiçbir şikâyet mevzusu duyulmazmış." - A. Ş. Hisar
- yakınma
isim Yakınmak (I) işi
- yakınma
isim Yakınmak (II) işi, şikâyet
- şikâyet etmek
birinin yaptığı yanlış bir iş veya davranışı ilgili makama veya daha üst makamdakine bildirmek"Vali ne yapsa hâkim onu imzalar ve hiçbir şikâyet mevzusu duyulmazmış." - A. Ş. Hisar
- gümbürdemek
nsz "Gümbür" diye ses çıkarmak"Gümbürdeyen seslerinden en yiğit olanınızın yüreğine korku düşerdi." - K. Bilbaşar
- gürlemek
nsz Kalın ve gür ses çıkarmak"Pala bıyıklı adamın sesi kapının önünde gürledi." - O. C. Kaygılı
- homurdanma
isim Homurdanmak işi"Kapıda biriken kalabalık homurdanmaya ve fısıldamaya başlamıştı." - İ. O. Anar
- homurdanmak
nsz, -e Öfke, kızgınlık, can sıkıntısıyla anlaşılmaz sesler çıkarmak
- söylenmek
nsz Söyleme işi yapılmak"Asıl söylenecekler hep sonradan anımsanır." - B. Necatigil
- yakınmak
nsz Kına, yakı vb.ni vücudun bir yerine sürmek, koymak"Kına yakınmak."
- guruldamak
nsz Sindirim yollarından bir sıvı geçerken "gur gur" diye ses çıkarmak
- yakınmak, söylenmek, homurdanmak, şikayet etmek,
- halinden şikâyet
- halinden şikâyet.
- mırıldanmak şikayet etmek