- yoklamak
-i Dokunarak incelemek"Hem kendimi hem etrafımda gördüğüm eşyayı elimle yokladım." - R. H. Karay
- ellemek
-i Elle dokunmak"Görüyorsunuz, ben hiçbirini ellemiyor, hiçbirini açmıyorum." - Y. Z. Ortaç
- okşamak
-i Sevgi, şefkat belirtisi olarak elini bir şeyin üzerinde yavaş yavaş gezdirmek veya ona hafifçe vurmak"Oğlan kızın yanına geldi, saçlarını okşuyor." - H. Taner
- avuçlamak
-i Avuçla kavramak, avuçla almak, apazlamak, hapazlamak"Kapının sarı tokmağını avuçlayıp çeviriyor, kolaycacık açılıyor kapı." - Z. Selimoğlu
- mıncıklamak
-i Örseleyecek veya biçimini bozacak gibi ellemek, sıkıştırmak"Ellerinin parmakları bir lastik top mıncıklar gibi açılıp kapanıyor." - P. Safa
- elle yoklamak
- el yordamıyla aramak
- el yordamı ile yürümek veya aramak
- el yordamıyla aramak, yoklamak, ellemek, sarkıntılık etmek
- körü körüne araştırmak. gropingly el yordamı ile .