- inlemek
nsz Acı, üzüntü belirten kesik sesler çıkarmak, inildemek"O, inledikçe benim de yüreğim sızlıyor, sıkıntıdan damarlarımı saran yağ eriyor." - E. İ. Benice
- feryat
isim Haykırış, çığlık"Bu, bir hayat kurtarma feryadıdır." - B. Felek
- sızlanmak
nsz Kendine yapılan bir haksızlığı, kendisini tedirgin eden bir durumu, çare bulması veya sadece sıkıntısına ortak olması için karşısındakine anlatmak, yakınmak, şikâyet etmek, şekva etmek, tazallüm etmek"Yandaki evin gelini geceleri sabahlara kadar, sabahtan da akşama kadar sızlanıyordu." - A. Kutlu
- inleyerek
- sızlanarak