- gülümseme
isim Gülümsemek işi, tebessüm"Arkalarından bakan gülümsemen hayır duan oldu onlara." - A. N. Asya
- gülücük
isim Gülümseme, tebessüm"Ve yavaş yavaş gevşeyerek sabahtan beri herkesten esirgediği gülücüğü salıverdi." - E. Şafak
- sırıtmak
nsz Dişlerini göstererek aptallık, şaşkınlık, kurnazlık veya alay belirtir biçimde gülmek, sırtarmak (I)
- sırıtma
isim Sırıtmak işi"Bu karşılıklı sırıtma ne kadar sürüyor, bilmem." - Y. Z. Ortaç
- sırıtış
isim Sırıtma işi"Cüce rolünde halkı gülmekten katıltan sırıtış, Rakım'ın bütün buruşukluklarını kaplamış, ayrık gözleri evlerinden uğramış." - H. E. Adıvar
- dişlerini göstererek gülmek
- acı veya öfke ile dişlerini sıkmak
- sırıtma sırıtış. Grin and bear it. Sabırla tahammül et.
- sırıtma, sırıtış, sırıtmak