- hoşnut etmek
memnun etmek"Yeni ilişkisinden son derece hoşnut ve ilk bebeğine veremediği tüm sevgiyi ikincisine vermekte kararlıydı." - E. Şafak
- memnun etmek
bir kimseyi sevindirmek, ona kıvanç vermek"Ben yine memnunum senden evladım / Sana ben bu bapta kusur bulmadım" - E. B. Koryürek
- tatmin etmek
karşısındakinin cinsel isteklerini gidermek
- sevindirmek
-i Sevinmesine yol açmak, sevinmesini sağlamak"Babam, hiç hoşnut olmadığımı, beni yine sevindiremediğini sandı." - A. Ağaoğlu
- sevindirmek, mutlu etmek
- tatmin ederek
- tatmin ederek.
- tatmin etmek. gratifyingly hoşa gidecek surette